Sayfa Yükleniyor

Gebelik ve Ruh Sağlığı

her3.jpg

Gebelik bir kadının yaşamında hormonlardaki değişime bağlı olarak fiziksel ve ruhsal değişimlerin yaşandığı önemli bir dönemdir.


Bu dönemde vücut değişime uyum sağlayamazsa gebelerde yaşama arzularını kaybetme, bebeği istememe, kendini değersiz görme gibi düşünceler oluşabilir. Bu düşünceler 2-3 haftadan uzun sürerse depresyon ya da diğer ruhsal bozukluk belirtileri ortaya çıkabilir.
Gebelik aslında bir hastalık değil, kadına özgü olumlu duygular geliştiren doğal, hoş bir süreçtir. Ancak doğuma ilişkin korku, bebeğin sağlığı ile ilgili endişelenme, kısıtlanmışlık duygusu, bebeği istememe gibi olumsuz duygular gözlenebilir. Bunlar hafif ve kısa süreli ise normal olarak değerlendirilebilir. Ancak uzun süreli ve şiddetli olursa gebelik zor bir dönem haline gelecek ve psikiyatrik yardım aramak gerekecektir.

Gebelikte en sık rastlanan 3 klinik tablo şunlardır:

Doğum Sonrası Melankoli
Annelerin %85 inde doğumdan sonraki ilk bir haftada melankolik durum görülmesi doğaldır. Bu dönemde annede uyku problemleri, üzgün görünme, halsizlik, ağlama krizleri, baş ağrıları, konsantrasyon bozukluğu, şaşkınlık, sinirlilik, iştahsızlık görülür. 1-2 hafta içinde ortadan kaybolabilecek bu geçiş döneminde eşin ve ailesinin anneye yardımcı olması beklenir. Bu melankolik dönem 2 haftadan uzun sürerse psikiyatrik yardım aramak gerekir.

Doğum Sonrası Psikoz
Psikoz, düşünce bozukluğu, gerçekle gerçek olmayanın ayrımının kaybedilmesi, duygulanım bozuklukları olarak tanımlanabilir. Doğum sonrası görülen en ciddi psikolojik hastalık tablosudur. Postpartum psikoz acil ve psikololojik yardım gerektiren bir durumdur.
Halüsinasyonlar ve hezeyanlar olabilir. Hezeyanlar genellikle bebek üzerinde odaklanır. Önceden kestirilemeyen duygu dalgalanmaları görülebilir. Genelde doğumdan sonra 2.gün ve 3 hafta arasında belirtiler ortaya çıkar.

Doğum Sonrası Depresyon 
Doğumdan sonraki 4 haftalık sürenin herhangi bir bölümünde büyük depressif bir dönem yaşanabilir. Bu durum melankoliden farklı ve ciddidir. Doğumdan sonra gelişen ani hormonlar, psikolojik stres, bebeğe karşı aşırı sorumluluk duygusu gelişmesi bu durumun sebepleri arasında sayılabilir.
Annenin eşi ile olan problemleri ve ekonomik güçlükler olayı şiddetlendirebilir. İlk defa anne olanlar veya eşi ile ayrı olan kadınlarda daha çok görülür. Doğumdan sonraki 1-5. günde belirtiler görülür. Halsizlik, sinirlilik, unutkanlık, çeşitli korkular, uykusuzluk sık rastlanan belirtilerdir. Daha ileri vakalarda panik atak, ağlama krizleri, bebeğe karşı ilgisizlik, ölüm, intihar düşünceleri beklenebilir.
Yapılan çalışmalar doğum sonrası depresyona genç yaşta anne olanlarda, fakir ve bekar kadınlarda daha sık rastlandığını göstermiştir.
Doğum sonrası depresyonun tedavisi majör depresyonla aynıdır. Tedavide antidepresan ilaçlar ve psikoterapi yöntemi kullanılır. Emziren annelerde antidepresan önerilmediğinden kadın doğum ve psikiyatri hekimlerinin birlikte tedavi planlamaları uygudur.

Ruhsal bozukluk olasılığını artıran durumlar:

  1. Küçük yaşta gebe kalınması
  2. İstek dışı ve hazırlıksız gebe kalmış olmak
  3. Eşin olmaması
  4. Eşin duygusal desteğinin olmaması
  5. Kadınlık rolü ve sorumluluğu ile ilgili güçlükler
  6. Ciddi bir fiziksel hastalığın bulunması
  7. Devam eden bir ruhsal bozukluğun olması
  8. Maddi ve sosyal destek yetersizliği

Geçmişinde psikolojik sorun yaşayan kadınların gebe kalmadan önce psikiyatrist ile görüşmeleri yararlı olacaktır. Çünkü gebelikte ilaç kullanımı sınırlıdır. Bu durumda tedavi psikoterapi ile gerçekleşeceğinden geç cevap alınabilir.
Planlanmış bir gebelik olası problemlerle başa çıkmada oldukça kolaylık sağlayacaktır.

Op Dr. Hakan BAYRAKTAR - Tüm Hakları Saklıdır. Design By AOGWEB